T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
GÜMÜŞHANE / MERKEZ - Arzular Şehit Ramazan Meşe İmam Hatip Ortaokulu

Dilimizin Zenginlikleri Projesi Kasım-Aralık Ayı Çalışmaları

"Dilimizin Zenginlikleri Projesi" kapsamında kasım ve aralık aylarında okulumuzda "Klasik Eser Okumaları, Bilen Oturur Etkinliği, "Sözlük Tasarım Yarışması, Yunus Emre Şiirleri Okuma Çalışmaları" yapılmıştır. Öğrenciler arası afiş yarısması yapılıp seçilen en iyi eser İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmiştir.

 

Türkçenin Şairi : Yunus Emre

Anadolu mutasavvıfı, Türkçe şiirin öncüsü ve halk şairi Yunus Emre, eserlerinde ele aldığı insani değerler ve insan sevgisiyle yüzyıllardır Anadolu insanının gönlünde önemli yer tutuyor.

Yunus Emre'nin kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte Risaletü'n Nushiyye adlı mesnevisinin sonundaki "Söze tarih yedi yüz yediydi, Yunus canı bu yolda fidiydi" mısrasında tarih düşürme sanatını kullandığından 13. yüzyılda yaşadığı kabul ediliyor. Usta şair, 13. yüzyıl ortasından 14. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköy'de yetişti ve Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Taptuk Emre Dergahı'nda yaşadı. 


Şair Yunus Emre, şiirleriyle sadece Türkçenin gelişimine önemli bir katkıda bulunmakla kalmayıp evrensel insani değerler üzerine inşa edilmiş felsefesiyle din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin insanoğlunun barış ve ortak değerler etrafında, birlikte yaşamasını amaçlayan mesajlar da verdi. Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yunus Emre, Ahmed Yesevi ile başlayan tekke şiiri geleneğini, özgün bir söyleyişle Anadolu'da sürdürmesinin yanı sıra divan şiirini de etkiledi.


- Lirizmle beslediği şiirleri, yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaştı

Emre, tasavvufla beslenen dizelerinde, insanın kendisiyle nesnelerle Allah'la olan ilişkilerini ve ölüm, doğum, yaşama bağlılık, ilahi adalet, insan sevgisi konularını ele aldı. Çağının düşünüş biçimini ve kültürünü konuşulan dille, yalın, akıcı bir söyleyişle dile getirdi.


Konya, Şam ve Azerbaycan'ı da kapsayan bir coğrafyayı dolaşan usta şairin, Allah ve insan sevgisini, dostluğu, kardeşliği, merhamet ve yardımlaşmayı öğütleyen İslam tasavvufundan kaynaklanan ve lirizmle beslediği şiirleri, yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaştı.

Şiirleri çeşitli coğrafyalarda dilden dile dolaşan şairin, "Divan" adlı önemli eseri ise Yunus Emre'nin şairlik gücünü yansıtıyor. Hece ve aruz ölçüsünün kullanıldığı Divan'da, mesnevi, gazel, musammat şeklindeki divan nazım biçimlerine de rastlanıyor.  

Yunus Emre'nin, Divan'da genellikle halk ve tekke şiirindeki geleneğe uyarak daha çok yarım kafiye kullanmış ve redife başvurduğu görülüyor. Genellikle dörtlükler ve beyitlerin olduğu eserde mecaz ve mazmun özellikleri de dikkati çekiyor. Tabiata dayalı benzetmelerin görüldüğü eserde, derviş meyveli bir ağaçtır. Diken "asiliği", gül "uysallığı" ve "olgunluğu" temsil ediyor.  Şair, "bülbüldür", temizlenmemiş gönül dikenli bir bahçedir. Aşksız adam "odun" misalidir. 

Usta şairin Divan'ında 400 civarında şiir yer alıyor. 

"Aşkın aldı benden beni /Bana seni gerek seni/Ben yanarım dün ü günü/Bana seni gerek seni" gibi binlerce ölümsüz dizeye imza atan Yunus Emre'nin eserlerinde sanat kaygısı yerine din gayreti ve tasavvuf neşesinin hakim olduğu görülürken, şiirini dünden bugüne getiren özellik, sağlam bir düşünceye bağlı olmasıyla birlikte bu düşünceyi üstün bir sanat gücüyle ifade etmesidir.

Ölüm tarihi ve yeri konusunda da kesin bilgiler olmamakla birlikte, Yunus Emre'nin 1320 yılı dolaylarında öldüğü sanılıyor.   

1991 yılı, UNESCO tarafından Yunus Emre'nin doğumunun 750. yılı olarak anıldı.

19-02-2024
19-02-2024

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 19.02.2024 - Güncelleme: 19.02.2024 12:58 - Görüntülenme: 51
  Beğen | 2  kişi beğendi