T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
GÜMÜŞHANE / MERKEZ - Arzular Şehit Ramazan Meşe İmam Hatip Ortaokulu

Haberler

Şbt

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan "Teknoloji Bağımlılığı Ebebeyn Rehberi" öğrencilerimiz aracılığıyla velilerimize gönderilmiştir.

 

Teknoloji bağımlılığı, başta sosyal medya ve oyun, online alışveriş ve uygulamalarda takıntılı bir şekilde vakit geçirmek ve buna bağlı olarak kişinin kendini sosyal hayattan soyutlamasıdır. Modern çağın en yaygın sorunlarından biri olan teknoloji bağımlılığı özellikle çocuklar arasında hızla yayılmaktadır. Ebeveynler ve eğitimciler için bu durumun belirtileri ve mücadele yöntemleri hayati önem taşır. Sağlıklı teknoloji kullanımı, çocukların gelişiminde dengeli bir rol oynamalıdır.

 

Şbt

"Dilimizin Zenginlikleri Projesi" şubat ayı çalışmaları kapsamında tüm sınıflarda "Anlat Bakalım, Drama ile Atasözü/Deyim Anlatma, Atasözü/Deyim Resimleme" etkinlikleri yapıldı ve ortaya çıkan eserlerden okul sergisi oluşturuldu.

 

Deyim Nedir?

Belli bir durumu, belli bir kavramı göstermek için kullanılan öz anlamından az çok ayrı bir anlam taşıyan, kalıplaşmış, halkın ortak dil ürünü olan sözlere deyim denir.

Deyimler, hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Anlattıklarımızı ilgi çekici hâle getirir. Birkaç cümleyle anlatabileceğimiz bir durumu iki üç sözcükten oluşan bir deyimle anlatabiliriz. Böylece kısa ve özlü anlatım sağlamış oluruz.

sırt: Boyundan bele kadarki bölüm
yer: Bir şeyin kapladığı boşluk, mekan.
gelmek: ulaşmak, varmak.

 Sırtı yere gelmemek: Güçlü olmak, sarsılmamak, yerinden düşürülememek.

Deyimlerin Özellikleri

1. Deyimler kalıplaşmış sözcüklerdir. Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerine eş anlamlıları bile getirilemez. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez. Bu şekilde bir kullanım anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek

“Başını taştan taşa vurmak” deyimi “kafasını taştan taşa vurmak” biçiminde söylenemez.

 

“Tut kelin perçeminden” deyimi” kelin perçeminden tut” biçiminde kullanılamaz.

2. Deyimler şahsa ve zamana göre çekimlenebilir.

Örnek
 Ödevimi yapınca öğretmenin gözüne girdim. (Ben)
 Ödevimizi yapınca öğretmenin gözüne girdik. (Biz)

3. Deyimler genellikle mecaz anlamlıdır.

Örnek

Küplere binmek: Sinirlenmek (Küpün üzerine oturmak anlamında değildir.)

Derdini dökmek: Çekilen sıkıntıların bir bir anlatılması.

Ayağının tozuyla: Gelir gelmez

Burun kıvırmak: Beğenmemek

Sinekten yağ çıkarmak: Olamayacak yerden çıkar sağlamaya çalışmak

 

Ağzı açık ayran delisi: Aptal aptal bakan avanak

4. Bazı deyimlerin gerçek anlamları da vardır.

Örnek

⇒ Çoğu gitti azı kaldı: Yapılmakta olan işin en önemli, en zor bölümü bitti.

⇒ İyi gün dostu olmak: Sadece iyi günlerde görünmek.

⇒ Kimi kimsesi olmamak: Yakını, eşi, dostu bulunmamak.

⇒ Yükte hafif pahada ağır: Taşınması kolay olan aynı zamanda kıymetli olan şey

5. Deyimler bir kavramı ya da bir durumu anlatmak için kullanılır. Ders verme amacı taşımaz.

Örnek
 “Burun kıvırmak” deyimi, beğenmeyip küçümsemek anlamını içermektedir. Herhangi bir ders verme amacı taşımamaktadır.

6. Deyimler sözcük grubu ya da cümle şeklinde bulunabilir.

Örnek
 Ağzı kulaklarına varmak (sözcük grubu)
 İğne atsan yere düşmez (cümle)
 İçi içine sığmamak (sözcük grubu)
 Ne tadı var ne tuzu (cümle)

Deyimlere Örnekler

⇒ Adamdan saymak: Değer vermek, saygı duymak

⇒ Ağzı laf yapmak: Güzel ve ikna edici konuşmak

⇒ Ağızdan düşürmemek: Sürekli bir şeyden bahsetmek

⇒ Kafadan atmak: Bir konuda bilgi sahibi olmadan konuşmak

⇒ Kara gün dostu: Sıkıntılı ve kötü günlerde yanında olan dost

⇒ Kazan kaldırmak: Yöneticilere topluca karşı çıkmak

⇒ Kesenin ağzını açmak: Fazladan para harcamaya başlamak

⇒ Notunu vermek: Kişi hakkında kanaate varmak, kişinin huylarını çözmek

⇒ Yağlı müşteri: Çokça alışveriş yapan, parası çok kişi

⇒ Yakayı sıyırmak: Bir şeyden, bir durumdan kurtulmak

⇒ Yılan hikayesi: Çözümü olmamak, işlerin karışık olması

⇒ Yüzünü gören cennetlik: Uzun bir süre ortalıkta gözükmeyen kişi

⇒ Beş parasız: Zengin olmamak, varlıklı olmayan kişi

Atasözü nedir?

Uzun deneyimler ve gözlemler sonucu oluşmuş, yol gösterici, genel kural biçiminde kalıplaşan, toplumca benimsenen ve anonim bir nitelik taşıyan özlü sözlerdir.

Atasözlerinin Özellikleri

1. Kısalık ve özlülük: Uzun uzun konuşa­rak, ya da sayfalarca yazarak anlatmak zorunda kaldığınız bir düşünceyi üç beş kelimelik bir ata­sözü ile daha etkili söyleyebiliriz.

Örnek
⇒ “Aç ayı oynamaz.”
⇒ “Su yatağını bulur.”
⇒ “Baş kes, yaş kesme. ”
⇒ “Boğaz kırk boğumdur.”
⇒ “Çivi çiviyi söker.”

2. Tarafsızlık: Sosyal olguların nedenleri­ni, uzun bir deneme ve gözleme dayanarak, taraf tutmadan bildirme. Sütten ağzı yanan, yoğurdu üf­leyerek yer.

Örnek
⇒ “Ayranı üfleyerek içer.”

3. Genelleştirme: Herhangi bir olaydan çı­kan sonucu ya da ibret dersini toplumun tüm birey­lerini ilgilendirecek bir yargıya bağlama.

Örnek
⇒ “Ağlarsa anam ağlar, kalanı yalan ağlar. Gönül sırça bir köşktür, kırılırsa yapılmaz.”

4. Sürekli Gözlem: Tabiat olaylarını sürek­li izleyerek, nasıl oluştuklarını ne gibi sonuçlar ver­diklerini bildirme.

Örnek
⇒ “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.”

5. Ders ve Öğüt verme: Kimi sözlerle doğ­rudan doğruya, kimi sözlerle anımsatma yoluyla ders ve öğüt verme.

Örnek
⇒ “Ağlamayan çocuğa meme ver­mezler. / Ayağını yorganına göre uzat.”

6. Kılavuzluk, yol göstericilik: Halk kültü­rümüzün oluşturduğu bilgece düşünceler ve haya­tı değerlendirişte kendine özgü yorumlar getirme.

Örnek
⇒ “Taşıma su ile değirmen dönmez. / Korkunun acele faydası yoktur.”

7. Gelenek ve görenekleri yansıtma: Atasözleri, milletimizin manevi yapısına, gelenek ve kültürüne dair bilgileri ortaya koyar.

Örnek
⇒ “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatan vardır. / Kızını döv­meyen dizini döver. / Misafir umduğunu değil, bul­duğunu yer.”

8. Halk inanışları: Atasözlerinin içerisinde, bugün bazısı batıl sayılan; fakat kökeni Şamanizm’e kadar dayanan çeşitli halk inanışlarına, halk hekimliğine ait bilgiler ve deneyimler bulunabilir.

Örnek
⇒ “Ananın bahtı kızına.” / “Akacak kan damarda durmaz.”

9. Gerçekçilik: Atasözleri, kişileri yanıltmayı hiçbir zaman amaçlamaz. Her zaman kişileri doğru olanı yapmaya yönlendirir.

Örnek
⇒ “Dost ile ye, iç; alışveriş etme.”
⇒ “Bugünün işini yarına bırakma.”

10. Eleştiri, yergi, alay: Toplumun aksayan yönlerini, insanların dışladığı kişilik tiplerini veya milletimizin nükte gücüyle ortaya koyduğu bir yergi atasözlerinin konusu olabilir.

Örnek
⇒ “Balık baştan kokar.” / “Dost ile ye, iç, alışveriş etme.” / “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” / “Anlayana sivrisinek saz, anla­mayana davul zurna az.”

11. Mecazlı anlatım: Her ne kadar gerçek bir deneyimi veya yaşantıyı ifade etse de, kullanılan sözcükler mecazlı anlatımın örneği olabilir.

Örnek
⇒ “Terzi kendi söküğünü dikemez ” ( “İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar.” anlamını taşır. Bu atasözünün terziyle,  sökükle bir ilgisi yoktur.)

12. Sanatlı anlatım: Atasözleri, içerisinde mecaz, teşbih, hüsn-i talil gibi bir veya birden çok söz sanatını barındırabilir.

Örnek
⇒ “Bol bol yiyen bel bel bakar.” (cinas) / “Her taş baş yarmaz.” (seci) / “Ağız yer, yüz utanır.” (mürsel mecaz) / “Güvenme varlığa, düşersin darlığa.” (tezat) / “Üzüm üzüme baka baka kararır.” (Hüsnütâlil)

Atasözlerine Örnekler

⇒ “Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.”
(Aç olan kimse, ne türlü rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez; uyuyamaz. Bir gerekseme içinde bulunan kimse, ancak onun giderilmesiyle rahata kavuşturulabilir.)

⇒ “Acar tazı çullu da belli olur, çulsuz da.”
(Değerli kişi, gösterişi, giyim kuşamı olmasa da değerinden bir şey yitirmez; nerede olsa tanınır.)

⇒ “Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider”
(Çağrılmadığın yere gitme. Sen çörekçi yada börekçi misin ki satış yapacakmış gibi şu kapıya, bu kapıya çağrılmadan gidesin?)

⇒ “Eğilen baş kesilmez.”
(Bize teslim olan, hatasını anlayıp af dileyen, bize sığınan kişi bağışlanmalıdır. Bu davranış Türk-İslâm geleneğinin önemli bir kuralıdır.)

⇒ “Gafile kelâm, nafile kelâm.”
(Çevresindeki gerçekleri görmeyen, sezmeyen, bilgisiz, dalgın kimseye ne söylense kâr etmez. O, bildiği gibi hareket eder. Dolayısıyla ona söylenecek her söz boşa gider.)

 Atasözleri ve Deyimler Arasındaki Ortak Özellikler

* Çok eski zamanlardan günümüze ulaştıkları için kimin tarafından söylendikleri belli değildir.
Kısa ve özlü sözlerdir. Yani az sözcükle çok şey anlatırlar.
Kalıplaşmış sözlerdir. Herhangi bir değişikliğe uğramazlar.
Genellikle mecaz anlam taşırlar.

Atasözleri ve Deyimler Arasındaki Farklar

* Deyimler kavram ve durum bildirirler; atasözleri ise bir yargı ifade ederler.
* Deyimlerin mecazlı anlamı vardır; atasözlerinde bu şart değildir.
* Deyimlerde kesin hüküm,öğüt,yol göstericilik yoktur. Bu yüzden genel kural oluşturmazlar. Atasözleri ise kesin bir yargı bildirirler.
* Deyimlerin öyküsü, efsanesi ve kaynağı genellikle vardır; atasözleri anonimdir, söyleyenleri belli değildir.
* Deyimleri anlatım kalıbı olarak görebiliriz, atasözleri ise tek başlarına bir cümledir.

Şbt

Okul kütüphanemize ve sınıf kitaplıklarına eklenen kitaplar öğrencilerimiz tarafından büyük bir ilgi gördü. Öğrencilerimizin kitap okuma sevgisi artarken okuma hızları da gelişim gösterdi. 

 

Kitap Okumanın Faydaları Nelerdir? 

Okumak zeka, problem çözme ve analitik becerilerimizi geliştirmede bütünleştirici bir rol oynar. İşte düzenli kitap okumanın diğer belli başlı faydaları:

  1. Okumak kelime hazineni geliştirir.

Düzenli kitap okumak kelime dağarcığını geliştirir çünkü kitap okurken birçok yeni kelimeyle karşılaşırsın ve anlamlarını öğrenmek zorunda kalırsın; bu durum, kelime dağarcığını geliştirmenin yanı sıra okumanı da geliştirmene yardımcı olur.

  1. Okumak hafızanı güçlendirir.

Okumak, hafızanı geliştirmene yardımcı olabilir çünkü okurken beynin öğrenme ve hafızadan sorumlu kısmını çalıştırmış olursun. Bunun nedeni, okurken görsel işleme, kelime tanıma ve anlama, motor becerilerin dahil olmak üzere beyninin tüm bölümlerini çalıştırıyor olmandır.

  1. Okumak düşünce gücünü geliştirir.

Kitap okumak zekayı geliştirir mi? Okumak, bir kişinin düşünme gücünü geliştirir çünkü kişi etrafındaki dünya ve işlerin nasıl yürüdüğü hakkında bilgi sağlar. Böylece de bu konular hakkında daha net düşünmeye başlar ve zekayı geliştirmiş olur.

  1. Kitap okumak yeni şeyler öğrenmene yardımcı olur.

Kitap okurken birçok yeni konuyla karşılaşırsın ve yeni birçok şey öğrenirsin. Böylece dünya hakkında bilgin gelişir.

  1. Kitap okumak yaratıcılığını artırır.

Kitap okuduğunuzda, yaratıcılığınız gelişir çünkü herhangi bir kitap okuduğunda, düşüncelerini kelimelerle ifade etmesi daha kolay hale gelir, böylece diğer insanlar onları net bir şekilde anlayabilir.

  1. Kitaplar en iyi arkadaşlar gibidir.

Kitap kurtları için kitaplar hep en iyi arkadaşlarıdır çünkü arkadaşlarıyla buluşmak için uygun olmadıklarında, zamanlarını kitapların karakterleriyle geçirirler ve bu da onları gerçek hayatta tanışıyormuş gibi mutlu ve tatmin hissettirir.

  1. Kitap okumak seni daha mantıklı yapar.

Kitap okumak daha akıllı ve mantıklı biri olmanı sağlar çünkü herhangi bir kitap okuduğunda yeni şeyler öğrenmene yardımcı olur ve bu bilgini artırır.

  1. Kitap okumak stresini azaltır.

Kitap okumak önemlidir, çünkü aynı zamanda kitaplar stresten kurtulmanın da iyi bir yoludur. Bir kişi kitap okursa, bir süreliğine içinde bulunduğu durumdan uzaklaşır ve bu da onun kendini rahatlamış, mutlu hissetmesini sağlar.

  1. Kitaplar seni iyi bir yazar yapar.

Kitaplar seni iyi bir yazar yapar çünkü herhangi bir kitabı okuduğunda farklı anlatım tarzlarını görmüş olursun ve bu da yazı yazma becerilerini geliştirir.

  1. Kitaplar dünyaya açılan pencerendir.

Kitaplar dünyaya açılan penceredir çünkü herhangi bir kitap okuduğumuz zaman o konuyla ilgili birçok bilgiyle karşılaşırız ve bu da o konu hakkında birçok bilgi edinmemize yardımcı olur. Bu da bizi eskisinden daha akıllı ve güçlü yapar.

  1. Kitap okumak mutlu eder.

Kitap okumak seni mutlu eder çünkü herhangi bir kitap okuduğun zaman kendi dünyandan çıkıp farklı bir dünyayı keşfetmek haz verir ve mutlu olursun.

  1. Kitap okumak daha disiplinli yapar.

Her gün düzenli kitap okumak gerekir. Her gün düzenli kitap okuyan kişiler disiplin kazanır ve bu disiplini hayatının diğer alanlarında da sürdürebilirsin. Günde 30 sayfa okuyarak belli bir düzen, disiplin ve kitap okuma alışkanlığı sağlayabilirsin.

  1. Kitaplar doğru rehberlik almamıza yardımcı olur.

Kitaplar doğru rehberlik almana yardımcı olur çünkü herhangi bir sorunla karşı karşıya kalırsan, o zaman bazı kitapları kullanabilirsin, böylece onlardan doğru rehberlik alabilirsin.

  1. Kitaplar iyi bir eğitim almamıza yardımcı olur.

Kitaplar iyi bir eğitim almana yardımcı olur çünkü herhangi bir kitap okuduğun zaman bilgilerini güçlendirirsin.

  1. Kitap okumak başarılı olmanı sağlar.

Başarılı insanlar hafızası güçlü, kendini iyi ifade edebilen, disiplinli insanlardır. Kitap okuyarak kazanacağın bu yetkinlikler başarılı olmana yardımcı olacaktır.

  1. Kitap okumak kişiliğini şekillendirir.

Kitap okurken farklı düşünceleri ve yaşayışları, duyguları ve değerleri öğreniriz. Bu şekilde empati yeteneğini ve düşünce tarzını geliştirebilirsin.

  1. Kitap okumak odaklanmayı ve konsantrasyonu geliştirir.

Bazı insanların konsantrasyonu kolay dağılır. Kitap okurken de okuduğunu anlaman için odaklanman gerekir. Bu sayede konsantrasyonunu eğitip geliştirebilirsin.

  1. Okumak daha iyi uyumana yardımcı olur.

Uzun bir günün ardından yatakta kitap okumanın sakinleştirici ve rahatlatıcı bir yol olabileceği bir sır değil. Okumanın sadece zihnin için değil, aynı zamanda vücudun için de faydaları var. Çalışmalar, stres düzeylerini düşürmeye ve genel uyku kalitesini iyileştirmeye yardımcı olduğu da gösterilmiştir. Bu nedenle, kaliteli uyku için kitap okumak faydalıdır.

  1. Kitaplar seni daha güçlü kılar.

Kitaplar seni daha güçlü kılar çünkü herhangi bir kitap okuduğun zaman zihnin güçlenir ve güçlü zihne sahip olan kişiler daha güçlü hisseder, böylece başka şeyleri kolayca düşünebilir.

  1. İletişim becerilerini geliştirir.

Okumak sana düşünecek çok şey verir; bu nedenle sürekli olarak zihnini dolaşacak, farklı konuları ve hikayeleri keşfedeceksin. İyi bir hayal gücüne ve kaliteli bir kelime dağarcığına sahip olmak, mülakatlar ve basit konuşmalar gibi farklı durumlara uygun basit ve karmaşık cümleler kurarken sana üstünlük sağlar.

  1. Bilişsel gerileşmeyi yavaşlatır.

Araştırmalar henüz kesin olmasa da, kitap okumanın yaşlıların bilişsel işlevlerini sürdürmelerine yardımcı olduğu ve Alzheimer gibi farklı hafıza hastalıklarının ortaya çıkmasının önlemeye yardımcı olduğunu söylüyor.

  1. Uykusuzluğu önler.

Uykusuzluğa, artan stres seviyeleri ve diğer tıbbi durumlar gibi farklı faktörler neden olur ve uykuya dalmayı son derece zorlaştırır, hatta imkansız hale getirir. Yatmadan önce kitap okumak, uykusuzluğun ardındaki nedenlerden bazıları olduğu tespit edilen kaygı ve stres düzeylerini azaltmaya yardımcı olur.

  1. Analitik becerilerin gelişir.

Kurgusal kitaplar okumanın analitik becerilerini geliştirmene yardımcı olacağı farklı yollar var. Beyin sürekli olarak bilgileri sıralamaya ve düzenlemeye çalışır; okumak da bu konuda daha iyi hale getirir.

  1. Daha hoşgörülü yapar.

Daha önce bahsedildiği gibi, okumak bedenini ve zihnini rahatlatır. Daha az stresli olmak, etrafındakileri daha iyi kabul etmeni sağlayan daha iyi bir genel ruh halinde olduğun anlamına gelir.

  1. Hayal gücünü geliştirir.

Kitap okurken bazı şeyleri kafanda canlandırmaya çalışırsın ve bir romanda, hikayede bir sonraki bölümü merak eder, hayal gücünüzü kullanarak tahmin etmeye çalışırsın. Bu şekilde hayal gücünü geliştirirsin.

  1. İyi bir imaj verir.

İnsanların genel olarak dürüst, çalışkan, disiplin gibi belli başlı imajları vardır. Kitap okuyarak hem öğrenip hem bu imajlara sahip olursun.

  1. Karar verme mekanizman güçlenir.

Kitap okurken farklı deneyimleri okumuş ve bu deneyimlerden birçok şey öğrenmiş olursun. Bu sayede karar verirken bu deneyimlerden yararlanabilirsin.

  1. Kitap okumak uzmanlaşmanı sağlar.

İlginin olduğu bir konuda kitap okumak, o konuda derin bilgiler edinmeni ve olanda uzmanlaşmana yardımcı olur.

  1. Genel kültürünü artırır.

Kitap okurken edindiğimiz bilgiler, öğrendiğimiz deneyimler o alanda bize bilgi birikimi sağlar ve genel kültürümüzü artırır.

  1. Hiçbir zaman yalnız kalmazsın.

Belki yanında arkadaşların veya başka biri yoktur. Ama yanında bir kitap olduğu sürece hiçbir zaman yalnız değilsin.

Şbt

Okul - veli iş birliği kapsamında veli ziyaretlerimize Ballıca köyündeki velilerimizi ziyaret ederek devam ettik. Öğrencilerimizin okul durumları, ders başarıları hakkında velilerimize bilgi verdik. Öğrencilerimizin aile ortamını daha yakından tanıyarak velilerimizle iş birliğini daha da güçlendirmek için gerçekleştirdiğimiz ziyaretler, velilerimiz tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Bizi evlerinde en iyi şekilde misafir eden velilerimize teşekkür ederiz.

Şbt

TÜBİTAK tarafından ortaokullar arasında düzenlenen "2204-B Ortaokul Araştırma Projeleri"ne okulumuz iki proje ile katılım sağladı. Türkçe ve matematik alanlarında birer proje ile yarışacak olan okulumuzun hedefi, Erzurum'da düzenlenecek bölge finaline katılabilmek. Öğretmenlerimizin danışmanlığında öğrencilerimiz tarafından Türkçe alanında "Kültürel Miras" tematik alanı ile "Gümüşhane Yöresel Deyimler Sözlüğü" projesi , matematik alanında ise "Bilim İletişimi" tematik alanı ile "Bak Şu Pergele" projesi hazırlandı. 

Şbt

Gümüşhane'nin düşman işgalinden kurtuluşunun 106. yılı, okulumuzun spor salonunda yapılan etkinliklerle kutlandı. Konuşma, şiir, gösterilerden oluşan etkinlikle Kültür Bakanlığı arşivinde yer alan eski kurtuluş günleri videosu da izlendi. Bunun yanısıra Gümüşhane Valiliği ve Gümüşhane Belediyesi tarafından hazırlanan " Gümüşhane Tanıtım Videoları" büyük bir beğeniyle izlendi. Kurtuluş coşkusunun hakim olduğu kutlamalarda bağımsızlığın önemi bir kez daha vurgulandı. Bu cennet vatanı ve bu güzel şehri bize armağan eden şanlı ecdadımızı, kurtuluş mücadelesinde canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Şbt

Okul - veli işbirliği kapsamında Süngübayır, Akhisar, Demirören ve Sarıçiçek köylerimizde ikamet eden velilerimizi ziyaret ettik. Kış şartlarının ağır geçtiği köylerde öğrencilerimizin durumunu daha yakından takip etmek ve velilerimizle sohbet etmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz ziyaretler velilerimiz tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Eğitimin önemli bir parçası olarak gördüğümüz velilerimize bizi en iyi şekilde ağırladıkları için teşekkür ederiz.

Şbt

2024 yılında Adana'da düzenlecek TEKNOFEST yarışmaları doğrultusunda okulumuz öğrencilerine bilgilendirme semineri verildi. Gümüşhane İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen seminer çevrim içi olarak gerçekleşti. 

Türkiye'nin öncü teknoloji ve havacılık etkinliği TEKNOFEST, 2024 yılında Adana'da düzenlenecek. Milli teknolojinin geliştirilmesine odaklanan bu festival, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının iş birliği ile gerçekleştirilecek.

TEKNOFEST, ilk düzenlendiği yıldan beri Türkiye genelinde miyonlarca meraklısını bir araya getirerek milli teknoloji hamlesine destek oluyor. 2024 festivali, Adana'da düzenlenecek olup Türkiye'nin dört bir yanından milyonlarca teknoloji tutkununu buluşturmayı hedefliyor.

Şbt

6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlar için okulumuzda saygı duruşu yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklama doğrultusunda 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ilimizde gerçekleşen depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımız için okulumuzda ilk ders zilinden önce saygı duruşunda bulunuldu ve derste depremzedeler anılarak deprem bilinci konulu videolar izlendi. Bu acı olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet diliyoruz. 

Şbt

"Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında tüm sınıflarımızda "Anlamını Bul, Hatırlatmaca, Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma" yarışmları yapıldı. Bunun dışında ocak ayında "Dede Korkut" hakkında öğrencilere bilgi verilip "Dede Korkut Hikayeleri" okundu. Daha sonra bu hikayelerden hareketle yeni bir hikaye yazma yarışması yapıldı.

Dede Korkut

Dede Korkut Kimdir


Dede Korkut (Korkut Ata), Oğuz Türklerinin eski destanlarında yüceltip kutsallaştırılmış; bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen, kabile teşkilatını koruyan yarı-efsanevi bir bilgedir ve Türkler'in en eski destanı olan Dede Korkut Kitabındaki hikayelerin anlatıcısı ozandır.

Adı, tarihi kaynaklarda ve çeşitli Oğuz rivayetlerinde kimi zaman sadece "Korkut", kimi zaman "Korkut Ata" olarak geçer. Batı Türkçesinde "Dede Korkut" olarak da anılır. Sirderya havzasında tespit edilmiş halk anlatıları onu bir baksı (Şaman) olarak tanıtırken yazılı kaynaklarda hükümdarlara vezirlik, müşavirlik yapmış bir Müslüman Türk velisi olarak tanıtılmıştır. Oğuzların İslâm'ı kabul edişlerinden önceki dönemlerin bir kâhini (kam, baksı) olduğu, İslâmlaşma sürecinde kültürel değişime paralel olarak bir evliya kimliğine büründüğü düşünülür.

Kazak ve Kırgız bahşılarının piri olarak da tanınmaktadır. Bir söylenceye göre Kırgız şamanlarına kopuz çalmayı ve türkü söylemeyi öğretmiştir.

Halk rivayetlerine göre aydın, berrak gözlü dev kızından dünyaya gelen Dede Korkut'un hayatı hakkında tarihi kaynaklardaki bilgiler birbirindn farklıdır. Korkut Ata'dan bahsedilen en eski tarihî kaynak İlhanlı veziri Reşidüddin'in Câmiü't tevârih'idir. Tabip Reşidüddin'in 1305 yılında bir heyetle yazdığı bu ünlü kitapta dört Oğuz hükümdarının çağdaşı olarak Korkut'tan bahsedilir. Bu esere göre Korkut, Bayat boyundan olup Kara Hoca'nın oğludur. 295 yıl yaşamıştır. Oğuz sülalesinin dokuzuncu hükümdarı İnal Sır Yavkuy zamanında ortaya çıkmış, onuncu hükümdar Kayı İnal Han'ın ve ondan sonraki üç Oğuz hükümdarının müşavirliğini yapmıştır.

Dede Korkut Türbesi

Türbe; Bayburt ilinin güney doğusunda merkez ilçeye 39 km mesafede Masat vadisindedir. Türbe sekiz köşeli olup kesme taştan yapılmıştır. Yapılış tarihine ait bir bilgi bulunmamaktadır.
Dede Korkut Türk Dünya'sının en büyük birleştirici kişilerinden biri olarak bilinmektedir. Dede Korkut asırlar boyu yüksek erdem, hoşgörü ve anlayışın yayılmasında büyük rol oynamıştır.

Dede Korkut Destanları


Dede Korkut Hikayeleri sözlü olarak bütün Türk illerinde varlıkları görülen, Manas ve Oğuz destanları ile ilgisi bulunan, Türkler arasında İslamiyet öncesi doğan, İslamiyetin kabûlü ile İslamî renge bürünen ve destan hususiyeti taşıyan hikayeler. Hikayelerin hepsinde Dede Korkut adlı bir Türk ermişinin ortaya çıkarak deyişler demesi, Oğuzname düzmesi, destan söyleyip Oğuz halkına nasihatta bulunması; onların Dede Korkut Hikayeleri adıyla anılmasına sebep olmuştur. Hikayelerin tamamının bulunduğu kitaba da Kitab-ı Dede Korkut (Dede Korkut Kitabı) denilmektedir. Hikayeler Oğuz Türklerine aittir.Oğuz Türklerinin 24 boya ayrılması sebebiyle, sayılarının Oğuz boyları kadar olması fikri bazı Türkologlar tarafından düşünülmüşse de, bugün elimizde sadece 12 hikaye bulunmaktadır. Dede Korkut hikâyeleri Oğuz Türkleri`nin en bilinen epik destanlarındandır. Destanın 9. yüzyıla dayandığı varsayılsa da, Türk boylarının göçmen olmalarından dolayı tam olarak bir tarih belirlemek mümkün değildir. “Dede Korkut Kitabı“ndaki hikayeler tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan bir sözlü gelenek ürünüdür. Bu süreç içerisinde değişikliklere uğrayan hikayeler 16. yüzyılda yazıya geçirilmişlerdir.

Ock

Milli Eğitim Bakanlığının "Dönem Sonu Faaliyet Haftası" projesi kapsamında okulumuzda bir çok faaliyet gösterilmiştir.

Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin eğlenceli vakit geçirdi.

Ock

Gümüşhane Üniversitesi öğrencileri okul kütüphanemize kitap yardımında bulundu.

Şbt

Gümüşhane İl Müftüsü Hüseyin GÜN, okulumuzu ziyaret ederek öğrencilerimizle sohbet gerçekleştirdi. Sohbetin ardından okul öncesi ve ilkokul öğrencilerimize bir hayırsever tarafından hediye edilen montları dağıtan İl Müftüsü Hüseyin GÜN ve müftülük personelleri okul ziyeretinden dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Sayın Müftümüze ve hayırsever vatandaşımıza öğrencilerimiz adına teşekkür ederiz.

Şbt

"Dilimizin Zenginlikleri Projesi" kapsamında kasım ve aralık aylarında okulumuzda "Klasik Eser Okumaları, Bilen Oturur Etkinliği, "Sözlük Tasarım Yarışması, Yunus Emre Şiirleri Okuma Çalışmaları" yapılmıştır. Öğrenciler arası afiş yarısması yapılıp seçilen en iyi eser İl Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmiştir.

 

Türkçenin Şairi : Yunus Emre

Anadolu mutasavvıfı, Türkçe şiirin öncüsü ve halk şairi Yunus Emre, eserlerinde ele aldığı insani değerler ve insan sevgisiyle yüzyıllardır Anadolu insanının gönlünde önemli yer tutuyor.

Yunus Emre'nin kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte Risaletü'n Nushiyye adlı mesnevisinin sonundaki "Söze tarih yedi yüz yediydi, Yunus canı bu yolda fidiydi" mısrasında tarih düşürme sanatını kullandığından 13. yüzyılda yaşadığı kabul ediliyor. Usta şair, 13. yüzyıl ortasından 14. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköy'de yetişti ve Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Taptuk Emre Dergahı'nda yaşadı. 


Şair Yunus Emre, şiirleriyle sadece Türkçenin gelişimine önemli bir katkıda bulunmakla kalmayıp evrensel insani değerler üzerine inşa edilmiş felsefesiyle din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin insanoğlunun barış ve ortak değerler etrafında, birlikte yaşamasını amaçlayan mesajlar da verdi. Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yunus Emre, Ahmed Yesevi ile başlayan tekke şiiri geleneğini, özgün bir söyleyişle Anadolu'da sürdürmesinin yanı sıra divan şiirini de etkiledi.


- Lirizmle beslediği şiirleri, yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaştı

Emre, tasavvufla beslenen dizelerinde, insanın kendisiyle nesnelerle Allah'la olan ilişkilerini ve ölüm, doğum, yaşama bağlılık, ilahi adalet, insan sevgisi konularını ele aldı. Çağının düşünüş biçimini ve kültürünü konuşulan dille, yalın, akıcı bir söyleyişle dile getirdi.


Konya, Şam ve Azerbaycan'ı da kapsayan bir coğrafyayı dolaşan usta şairin, Allah ve insan sevgisini, dostluğu, kardeşliği, merhamet ve yardımlaşmayı öğütleyen İslam tasavvufundan kaynaklanan ve lirizmle beslediği şiirleri, yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaştı.

Şiirleri çeşitli coğrafyalarda dilden dile dolaşan şairin, "Divan" adlı önemli eseri ise Yunus Emre'nin şairlik gücünü yansıtıyor. Hece ve aruz ölçüsünün kullanıldığı Divan'da, mesnevi, gazel, musammat şeklindeki divan nazım biçimlerine de rastlanıyor.  

Yunus Emre'nin, Divan'da genellikle halk ve tekke şiirindeki geleneğe uyarak daha çok yarım kafiye kullanmış ve redife başvurduğu görülüyor. Genellikle dörtlükler ve beyitlerin olduğu eserde mecaz ve mazmun özellikleri de dikkati çekiyor. Tabiata dayalı benzetmelerin görüldüğü eserde, derviş meyveli bir ağaçtır. Diken "asiliği", gül "uysallığı" ve "olgunluğu" temsil ediyor.  Şair, "bülbüldür", temizlenmemiş gönül dikenli bir bahçedir. Aşksız adam "odun" misalidir. 

Usta şairin Divan'ında 400 civarında şiir yer alıyor. 

"Aşkın aldı benden beni /Bana seni gerek seni/Ben yanarım dün ü günü/Bana seni gerek seni" gibi binlerce ölümsüz dizeye imza atan Yunus Emre'nin eserlerinde sanat kaygısı yerine din gayreti ve tasavvuf neşesinin hakim olduğu görülürken, şiirini dünden bugüne getiren özellik, sağlam bir düşünceye bağlı olmasıyla birlikte bu düşünceyi üstün bir sanat gücüyle ifade etmesidir.

Ölüm tarihi ve yeri konusunda da kesin bilgiler olmamakla birlikte, Yunus Emre'nin 1320 yılı dolaylarında öldüğü sanılıyor.   

1991 yılı, UNESCO tarafından Yunus Emre'nin doğumunun 750. yılı olarak anıldı.

Şbt

Gümüşhane İl Sağlık Müdürlüğü tarafından okulumuzda öğrenci, öğretmen ve velilere "Ağız ve Diş Sağlığı" konulu seminer verildi. Ağız ve diş sağlığının öneminin anlatıldığı seminerde, sağlıksız dişlerin birçok hastalığa sebebiyet vereceği belirtildi. Öğrenci, öğretmen ve velilere eğitici videolaraın izletildiği seminerde, diş sağlığını bozacak yiyeceklerden uzak durulması gerektiği ve dişlerin günde en az iki kere doğru bir şekilde fırçalanması gerektiği özellikle vurgulandı.